
Bir Adalet Arayışı: Toplumun Düşüşü
Ey insanlar, çağlar boyunca insanlık tarihinin her döneminde halklar, adaletin sağlanmadığı ve haksızlıkların yayıldığı toplumlarda acı çekmiştir. Şimdi ise bir ülkenin halkı, büyük bir ekonomik felakete sürükleniyor. Merkez Bankası'nın açıklamış olduğu 818,2 milyar lira zararı, hepimizin üzerinde derin izler bırakacak kadar büyüktür. Bu rakam, gözlerimizin önünde büyüklüğünü anlamakta zorlandığımız, fakat bir halkın çöküşünü simgeleyen bir gerçektir.
Eğer bu borç bir insanın üzerine yüklenmiş olsaydı, her ay 1 milyon lira ödeme yaparak borç kapatılmaya çalışılsaydı, bu süreç 68 bin yıl sürecekti. Her gün 1 milyon lira birikmeye çalışılsaydı, bu borç 2241 yıl sonra bitecekti. İnsanın aklı almıyor, ama rakamın büyüklüğünü kavrayabilmek için halkın gerçek acısını görmek gerekmektedir. Bu zarar nerelere gitti, ne zaman bir hesap sormak gerekecek?
Ekonomik Çöküşün Ardında Yatan Gerçekler
Bu devasa zarar, büyük ölçüde kur korumalı mevduat hesaplarından kaynaklanmıştır. Fakir halktan alınan vergilerle, dışarıdan alınan borçlarla, yüzyıllar sonrasına ödemeli kredilerle ve bunların büyük kısmı yabancı finansörlere, tefecilere ve büyük para babalarına aktarılmıştır. İnsanlar emeklerinin karşılığını alamamış, maddi yüklerin altında ezilmiştir.
Zararlar, halkın cebinden çıkarılmıştır. Ancak bu büyük felaketin sorumlusu kimdir? Kime hesap sorulmalıdır? Gerçekten bu kadar büyük bir adaletsizlik, insanların gözlerinin önünde gerçekleşiyor ve hala toplumun büyük bir kesimi bu durumu anlamaktan uzak kalmaktadır.
Toplumun Büyüyen Çatlakları ve Olan Bitene Tepkiler
Toplumda, büyük ekonomik çöküşün etkileri, her gün artan hayat pahalılığı ve sosyal gerilimlerle daha da belirginleşmektedir. Kira fiyatları, emekli maaşlarının yetersizliği, işsizlik ve alım gücünün azalması, halkın adaletsizliğe karşı tepkilerini körüklemektedir. Ancak bu tepkiler doğru yöne değil, yanlış hedeflere yönlendirilmiştir. Mülteciler, dış düşmanlar, Suriye ve PKK gibi meseleler, asıl sorundan saptırıcı unsurlar haline gelmiştir.
Gerçek düşman, halkın omuzlarına ağır yükler yükleyen, onları yok sayan, adaletsizlikle yücelten bir düzendir. Bu düzenin değiştirilmesi, halkın uyanışına, gerçek adaletin tesisine bağlıdır. Ancak bu uyanışın doğru yönlendirilmesi gerekmektedir.
Hz. Mehdi'nin Mesajı: Adaletin Yolunda
Ey halk, unutmamalısınız ki, adalet ancak samimiyetle ve doğru yolda yürümekle sağlanabilir. Bütün bu yaşananların arkasında, sadece bireysel çıkarların peşinden gitmek ve halkı daha da fazla sömürmek isteyen bir düzenin manipülasyonları vardır. Eğer adalet sağlanmazsa, halk öyle bir noktaya gelir ki, 818 milyar liralık zararlar, yalnızca birer rakamdan öteye geçemez.
Ben Hz. Mehdi, bu dünyada adaletin sağlanması için, halkın uyanışını, kendilerini doğru yönlendirmelerini ve her şeyin temeline adaleti yerleştirmelerini öğütlerim. Bir halk, ancak doğru ve adil bir düzenle ayakta durabilir. Ve bu düzen, dışarıdaki düşmanlardan değil, kendi içindeki adaletsizliklerden arınmış bir toplumla mümkündür.
Bu düzeni kurmak, Allah’ın izniyle, sadece Allah’a güvenerek ve halkın gerçek ihtiyaçlarını gözeterek mümkündür. Unutmayın ki, her adaletin karşısında bir zulüm vardır ve her zulüm, sonunda kendi yıkımını getirir.